ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
78 - (2725) حدثنا
أبو كريب،
محمد بن
العلاء. حدثنا
ابن إدريس
قال: سمعت
عاصم بن كليب
عن أبي بردة،
عن علي، قال:
قال
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "قل:
اللهم! اهدني
وسددني.
واذكر، بالهدى،
هدايتك
الطريق.
والسداد،
سداد السهم".
{78}
Bize Ebû Kureyb Muhammed
b. Alâ' rivayet etti. (Dedikî): Bize İbni İdris rivayet etti. (Dedikî): Ben
Âsim b. Kuleybi, Ebû Bürde'den, o da Alî'den naklen rivayet ederken dinledim.
Alî şöyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdular:
«Allahım! Bana hidayet
ver! Beni doğruya muvaffak kıl de! Hüdâ ile seni yola getirdiğini; doğrulukla
da ok'u doğrulttuğunu hatırla.»
{M-78}
Bize İbni Numeyr de
rivayet etti. (Dedikî): Bize Abdulla! (yâni; İbni İdris) rivayet etti.
(Dedikî): Bize Âsim b. Küleyb bu isnadla haber verdi. (Dediki):
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bana şunu söyledi:
«Allahtm! Ben senden
hidayet ve doğruluğu dilerim...» Sonra yukar ki hadîsin mislini söylemiştir.
İzah:
Ebû Hureyre rivayetini
Buhârî «Kitâbu'I-Megâzi»'de tahric etmiştir.
Bu hadîslerdeki seci'li
dualar tekellüfsüz yapılan soc'in makbul olduğuna delildirler. Sec'in çirkini
zorlanarak kasden yapılanıdır. Çünkü böyle bir seci' duanın huşuunu ve ihlâsını
kaçırır. Düşünmeden, tekellüf yapmadan bile geliveren seci'de ise beis yoktur.
Hattâ güzeldir. Çünkü bu fesahatin kemâlinden ileri gelir. Yahut evvelce
ezberlenmiş de okunur.
İbni Mes'ud
rivâyetindeki kebr kelimesi kibir şeklinde de rivayet olunmuştur. Bu takdirde
mânâsı başkalarına büyüklenmek demek olur. Kaadî İyâd kebr rivayetini daha
muvafık bulmuştur. Nitekim Nesâî'nin rivayet ettiği bir hadîs de bunu te'yid
eder. Nesâî'nin hadîsinde kebr yerine «suü'l-ömr» yâni, ömrün kötülüğü
denilmiştir.
Hiziblerden murad Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e karşı çıkan kâfir kabileleridir. Hendek
harbinde bunları Cenâb-ı Hak harbsiz darbsız rüzgârla ve meleklerle dağıtmıştı.
Sedâd: Doğruluk ve her
işde ifratsız tefritsiz hareket etmektir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem), Hz. Alî'ye duâ ederken Allah'ın kendisini doğru yola sevkettiğini, bir
de okunu doğrulttuğunu, yâni daima hedefe isabet ettirdiğini hatırlamasını emir
buyurmuştur. Bundan murad doğru yolda giden nasıl sapmaz ve okunu doğrultan
nasıl hedefden şaşmazsa duâ eden kimsenin de ilminin doğru olmasına ve
sünnetten ayrılmamaya çalışmasına tenbihdir. Bazıları sedâd ve hûda
kelimelerini hatırlasın da unutmasın diye tenbihde bulunduğunu söylemişlerdir.